Merhaba, girişimcilik serüvenimi anlatacağım bir piyon hikayesi serime hoş geldiniz. Bu seride ilk yaptığım projeden son gerçekleştirmekte olduğum projelere kadar detaylı bir anlatım olacak. Projeler arası bağlantıları, yaşadığım zorlukları siz okuyucularıma anlatacağım. Başarılı bir girişimciyim demek isterdim ancak öyle biri değilim, hatta çok başarısız bir girişimciyim. Arkamda tonla başarısız girişim bıraktım.

Kendimi neden bir piyon olarak tanımlıyorum?

Piyon’un geçmişi 2018’e dayanıyor. Kendi hikayemi yazmak istediğimde kendimi en iyi şekilde bir piyon tanımlayacağını düşündüm. İyi bir satranç oyuncusu çok iyi bilir ki piyonlar çok değerli taşlardır. Katıldığım turnuvalarda bir piyon farkla birçok kez kaybettim. Sonrasında ise rakiplerimi bir piyon farkla yenmeye karar verdim. Nitekim de öyle oldu. Hikayemi yazarken sürekli daha iyi proje ne yapabilirim, nasıl geliştirebilirim şeklinde düşündüm. Amacım vezir olmaktı ve doğduğumda vezir olarak dünyaya gelmemiştim. Fil, at, kale olabilirdim ancak vezir olamazdım. Bende bir piyon olmaya karar verdim. 6 kare sonra hayallerine ulaşacak bir piyon.

Piyonları çok değerli buluyorum. Onları birer halk olarak görüyorum. Kendimi de halktan biri olarak görüyorum. Benim de diğer insanlardan pek de bir farkım yok. Hikayemi detaylıca okuduğunuzda anlayacaksınız ki pek çok becerimi kendi çabalarım doğrultusunda geliştirdim. Bunun da kıymetli olduğunun farkındayım.

Bu projede kendi fikir ve düşüncelerimi anlatırken bir yol haritası çizmeyi planlıyorum. Eğer günün birinde benim yolumdan gitmek isteyen kişiler olursa bir nebze olsun faydam olabilir. Ben uzun yolun yolcusu olarak tüm izleri kaybetmiş ve kendi çizgimi çizen birisiyim. Sizin de kendi çizginizi çizmeniz beni çok mutlu eder. Hazırsanız başlıyorum.

Çocukluğum

Çocukluğumdan beri üretme isteği ile doğmuş biriyim. Bunun çoğu insanda olduğunu düşünüyorum. Ufak parçaları bir araya getirerek bir şeyler üretmek her zaman keyif vermiştir. Oyuncakların içindeki motorlar ile ledleri yakmayı çok sevmişimdir. Küçük fizik deneyleri her zaman ilgimi çekmiştir. Okulun istediğim kişi olmamı sağlayamayacağını çok küçük yaşlarda kavramıştım. Bu yüzden okul harici çalışmalarım okul çalışmalarımdan daha fazladır.

Bilgisayarla Tanışmam

Bilgisayar her zaman ilgimi çekmiştir. Onunla yapabileceklerimin sınırsız olduğunu düşünürüm. İlk bilgisayarım eski bir kasa bilgisayardı. Mehmet amcalar vermişti. Babamın iş arkadaşı olan Mehmet amca bilgisayara heveslenmemi sağlayan ilk kişi oldu. Babamın çalıştığı mimarlık bürosuna çocuk yaştan beri giderdim. Bir de Gündüz amca vardı, babamın patronu ve mimardı. Babam büroda teknik ressam olarak görev yapıyordu. Bende çay yapıyor, yerleri siliyor temizlik işlerinde yardımcı oluyordum. 9 yaşlarımda babamın yanında mimari paftaları alıp çizmeye başladım. Aydingeri üstüne koyup rapido ile üstünden geçiyordum. Resim çizmeyi de küçüklüğümden beri sevdiğim için çok eğlenceli geliyordu. Kütüphane büroya çok yakındı ve neredeyse her gün gidip kitaplar alıyordum. Her ne kadar hepsini tam okumasam da güzel geliyordu.

10 yaşımda okulda bilgisayar kursu açıldı ve annem beni kursa götürmeye başladı. Ofis programlarını 10 yaşımda öğrenmiştim, bilgisayar alanında ilk sertifikamı da sene sonunda yaptığım orman yangınları sunumuyla aldım.

bilgisayar-sertifika-atahan-gokturk-guner

Satrançla Tanışmam

Mimarlık bürosunun sahibi Gündüz amca iyi bir satranç oyuncusuydu. Madalyalarına bakarken keşke benim de madalyalarım olsa derdim. Satranca 8 yaşımda ilkokulda açılan kurs ile başladım. Öğrenmeye başladığım sene Gündüz amca ile satranç oynadığımızda onu zorlamam ilgisini çekmiş ve turnuvada ilk üçe kesin gireceğimi söylemişti. Nitekim öyle oldu ve Şarköy turnuvasında ikinci oldum. Sonraki yıllar satranç oynamaya devam ettim. Genellikle bilgisayar üzerinden oynuyordum. 5. sınıfta Keşan 5.liği. Lisede Tekirdağ 14.lüğü kazandım. 8 yaşımdan sonra kursa gitmedim çünkü kurs kapanmıştı. Belki kursa devam etseydim ileri yaşlarımda daha pek çok madalya kazanabilirdim. Şimdi hobi olarak oynamaya devam ediyorum. Chess uygulamasında @atahangokturk olarak beni ekleyebilirsiniz.

satranc-sertifikasi-atahan-gokturk-guner

İlk Satın Aldığım Bilgisayar

11 yaşımda Ökkeş ustanın lahmacun salonunda çalışmaya başladım. İlk ve son garsonluk deneyimim oldu. Bu yaşımdan sonra bir daha garsonluk yapmadım. Garsonluk yaparken Arda abi ile tanıştım. Meslek lisesinde bilgisayar okuyordu ve bu benim ilgimi çekmişti. Çalışmaya başladığım yazın ortasında babam bilgisayarı aldı ve kullanmaya başladım. Parasını da o sene toplayıp babama vermiştim. Kendi emeğimle aldığım malın değerini ilk o yaşlarımda öğrenmiştim. Çalıştığım yazdan sonra da Arda abi ile bağlantımız devam etti. Bilgisayar hakkında sorularımı sürekli ona sormaya başladım. Hangi programlama dillerini öğrenmeliyim? Neyi nasıl yapabilirim diye sürekli onu darlamaya başladım. Arda Çaylak şimdi özel bir firmada yazılımcı olarak çalışmaya devam ediyor. ardacaylak.com üzerinden kendisine ulaşabilirsiniz.

game-maker-8-1

İlk Oyunumu Yapmam

Elimde artık bilgisayar vardı. Hayallerime bir tık daha yakındım. Ancak çok sorunlu bir bilgisayara sahip olmuştum. Isınma sorunun yanı sıra pek çok hata ile karşılaşıyordum. Böyle sorunlu bir bilgisayarda oyun oynayamıyordum. Isınıp kapanıyordu. Bilgisayardaki sorunları çözmeye çalışırken kendim de bilgi sahibi olmaya başladım. Şimdilerde diyorum ki bir şeyi iyi öğrenmek için onun bozuğuna ihtiyacımız var. Bozuk bir bilgisayarı yapmaya çalışırken tonla yeni bilgiler öğreniyordum. Oyun oynayamadığım için oyun yapmaya karar verdim. İnternetten araştırmalarım sonucunda Game Maker programını buldum. Üzerinde çalışmaya başladım ve fark etmeden algoritmalar üzerine bilgim oluşmaya başladı. Oyunu sizlerle paylaşmayı çok isterdim ancak bilgisayarın harddiski bozulmasıyla o da gitti. Realses adında bir forum vardı. Forum üzerinden epey bilgi ediniyordum. İngilizcem o zamanlar daha kötü olduğu için araştırmalarımı genellikle Türkçe yapıyordum. İlk oyunumu bitirmem 1 senemi aldı. Küçük bir oyundu. Karakterimizle elmasları topluyor, canavarlardan kaçarak kapıdan geçmeye çalışıyorduk. 2 boyutlu bir oyundu. 3 boyutlu oyunlar yapabilmek için Unity’yi araştırıyordum. Hatta Blender’da indirmiştim fakat bilgisayarım yetersiz kalıyordu. Zaten sonraki araştırmalarımda oyunların ekipler ile yapıldığını öğrenmiştim. Bu zamanlarda İngilizce proje ödevim için too enough için oyun geliştirmiştim. Hocalarımdan da takdir kazanmıştım. Oyun yapmıştım ancak bunu nasıl insanlarla paylaşabilirdim ki? Bu sorunun cevabı website açmama geliyordu. Bunu bir sonraki bölümde anlatacağım.

game-maker-oyun-yapimi

Oyunu yapmaya çalışırken neler öğrendim?

Oyunu yapmaya çalışırken sprites png olması gerekiyordu ve bunu nasıl yapabilirim derken ilk olarak photoscape ile tanışmıştım. Programın yetersiz olduğunu görünce de photoshop indirmiştim. Grafik tasarımdaki yetersizliğimi o zaman görmüştüm.

Algoritma üzerine bilgim oluşmaya başladı. Ayrıca temel programlama da öğrenmeye başladım. Eğer sağ tuşa basarsam karakter şu birim hızda sağ yöne hareket etsin. Bunun gibi temel düzeyde algoritmalar oluşturmaya başladım.

Girişimci olmak isteyenlere önerilerim

Çok küçük yaşta bir hedef belirlemiştim. Çok net bir hedefti bu. Siz de kendinize net bir hedef belirlemeniz gerekir. Bir website açacağım, oyun yapacağım, program yapacağım, şu ürünü yapacağım gibi net bir hedefiniz olsun. Hedefinizi gerçekleştirmeye çalışırken yetersizliklerinizi anlayacaksınız. Bu sizi başka alanlarda bilgi sahibi olmaya zorlayacak. Bu yetersizliklerinizi ya kendiniz geliştirmek zorunda kalacaksınız ya da bir ekip kurmak zorunda kalacaksınız. Ekip kurmanızla da ekibi yönetmeyi öğrenmeye başlayacaksınız. Yaptığınız işleri günlükte tutmanızı öneririm. 2019’dan beri günlük tutuyorum ve beni çok geliştirdiğini söyleyebilirim. Siz de ne kadar erken başlarsanız o kadar iyi. Gün içerisinde yapmak istediklerinizi, hedeflerinizi, amaçlarınızı yazdığınız bir günlük olsun. Bunun için Noiton verimli bir araçtır. Ben ilk günlüklerimi Evernote’a yazmaya başlamıştım ancak siz Notion kullanabilirsiniz. Fiziksel olarak da günlük tutmuş olsam da dijital araçlarda saklamayı daha verimli buluyorum. Bu size kalmış.

Son Sözler

Girişimcilik hikayem bitmiş değil. Muhtemelen ömür boyu devam edecektir. Yani öyle olmasını umuyorum. Sonraki bölümde ilk websitemi açma hikayemi anlatacağım. Yorum yaparak desteklerseniz çok memnun olurum. Ayrıca her yazı sonunda bir diyagram koyacağım. Diyagramlar bittiğinde AGG Startup projesini de tamamlamış olacağım. Buraya kadar okuyan herkese teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.

girisimcilik-diyagram-1