Sevgili okurum,
Cumhuriyetimizin 100. yılı çok güzel kutlamalarla geçti, çok mutlu oldum. Halkın kutlaması gerekiyordu ve halk üzerine düşeni yaptı. Nice yaşlarımız olsun. Anlamlı günde 3 proje hayata geçireceğim dedim. İlki, yıllardır düşündüğüm fikir olan Muasir.Org projesiydi. 29 Ekim’de bir başkası tarafından alınma ihtimaline karşı çok korktum ancak ben alabildim. Artık sosyal sorumluluk projelerimi Muasır üzerinden yürüteceğim. Bir diğer düşüncem ise Piyon İkonik projesini hayata geçirmekti. 100. yılımıza özel 100 ikonik ürün dedim ancak 7 ürünle çıktı. Zaten bir önceki yazımda Piyon İkonik projesi üzerine biraz yakınmıştım. Projenin tamamen yarım yamalak olduğunu görmek beni çok da şaşırtmadı. Bir diğer çıkarmak istediğim projeyse Türkiye’den Bauhaus Çıkarmak adlı fikir/makale projesiydi. Bunu yapamadım. Zaten tasarım dergisinin yeni sayısı muhtemelen 5 Kasım’da çıkacak ben de o zaman yayınlarım diye düşünerek erteledim. Bir günde 3 proje hayata geçirmek de çok zormuş. Beni tanıyanlar bilir, sürekli yeni projeler geliştiririm. Şu ana kadar o kadar fazla proje yaptım ki… Sayısını bilmiyorum bile. Ağaç olarak yetiştirdiğim mevcut 20’den fazla ağaç var. Hatta yakın çevremden bazı kişiler yeter artık yeni projeler yapmak yerine projeleri tuttur sonra yenisine geç diyorlar. Belli noktada hakları var ancak proje üretmeyi seviyorum üstelik bunlar 4-5 yıl önceki fikirlerim. Yani şimdiki fikirlerimi 5 yıl sonra yapmaya başlayacağım. Böyle deyince insanlar şaşırıyorlar. Evet, yaptığım projelerin bir çoğu 2018-2020 arasında hatta daha bile eski olan projelerdir. Yapabilecek zaman ve enerjiyi ancak şimdi buldum ve şimdi yapıyorum. Şu anki fikirlerimi anlatsam beni tımarhaneye kapatırsınız o yüzden 3-5 yıl önceki fikirlerimi gerçekleştirerek iyi yapıyorum. Bugün neyden bahsetsem derken konuma da girmiş oldum. Fikrime devam edeceğim.
Yeterince Param Yok Ne Yapmalıyım?
Ben de tam olarak bu noktadayım. Paramız olsa yatırımcı olurduk, paramız olmadığı için girişimci olmak zorunda kalıyoruz. Yine de yatırım yapmayı öğrenmek için küçük yatırım hesaplarım var. Paramı bölmeyi çok güzel biliyorum. Aldığım hisseler, kripto paralar, altın, euro vs. var. Bu paraları çok güzel bir şekilde yuvarlıyorum. 40 yıl sonra çok ciddi boyuta ulaşabilir. 63 yaşında olmuş oluyorum. 63 yaşıma kadar yaşayacağım belli değilken böyle bir düşünceye nasıl girerim ki? The Millionaire Fastlane kitabı bunun için yazılmış. Eğer okumadıysanız mutlaka edinip okumanızı öneririm. Temel fikri şöyle; 3 tür yol var. Fastlane, Slowlane ve kaldırım. Hızlı yolu, marka sahibi olmak. Yavaş yol, az önce bahsettiğim bileşik faizle birlikte uzun yıllar sonra çok ciddi paralara ulaşmaktır. Bileşik faizle elde edebileceklerinizi asla küçümsemeyin. Zamanla çok ciddi boyutlara ulaşacaktır. Buradaki sorunumuz şu: bizim daha kaç yıl yaşayacağımızın belli olmaması ve yaşlılıkta parayı bulmanın pek de bir anlamı olmamasıdır. Bizim yaşlılıkta değil, gençken yaşamamız gerekiyor. 23 yaşındayım ve istediğim yerde değilim, istediğim konumda değilim; iyi şeyler arzuluyor, iyi şeyleri umuyorum. 30’lu yaşlarıma geldiğimde para ile ilgili hiçbir sıkıntım olmasın istiyorum. Tek derdim fikirlerim olsun istiyorum. Param da yok ki onu yuvarlayarak büyüteyim. Peki ben ne yapıyorum? Ağaç ekiyorum. Bu fikir de kitabın yazarı olan Demarco’nun fikriydi. Ben öncesinde projeler üretiyorum diyordum ancak ağaç fikri beni daha çok etkiledi. Ağaçlar ekiyorum ve orman oluşturmaya çalışıyorum. Atahan’ın ormanı olması için çalışıyorum. 20 den fazla fidanım var. Zamanla her bir ağaç büyüyecek ve devasa bir ormana dönüşecektir. Bazı ağaçlar bakım gerektiriyor; sulamak, budamak, gübrelemek. Hatta pek çok ağaç bunlara ihtiyaç duyuyor. Benim de burada hatam vardır belki de. Pek çok insana baktığımızda 1-2 ağaca sahip oluyorlar ve bununla hayatlarını idame ettiriyorlar. Bense tek bir ağacım olması yerine bir sürü ağaçlar yetiştiriyor ve onların gelişmesi için çabalıyorum. Bundan 3-5 yıl sonra ayda yüzbinlerce lira kazanırsam bunu yaptığım içindir. Her bir ağaçtan 5-10 bin lira gelmesi için çalışıyorum. Yani çok büyük paralar gelsin diye çalışmıyorum. Ağaçlarım büyüyecek ve meyve verecektir, bazı ağaçlarım karaağaçtır. Meyve vermeyecektir sadece yeşillik olsun diye yetiştiriyorum. Bunun da bir önemi yok, ağacınız yeter ki büyüsün; aşılarsınız ve meyve ağacına dönüştürürsünüz. Sizin de yeterince paranız yoksa yapmanız gereken şey budur: fidanlar ekmeye başlayın. Fidanları büyütün ve geliştirin bu sizi bir sonraki adıma taşıyacaktır. Bu şekilde ilerlemeyi doğru buluyorum ve bu konu üzerine sık sık geri dönerek daha da detaylandıracağım.
Bu yazıya dün başlamıştım yani 31 Ekim’de. Bugün bağa gideceğimizi bildiğim için ancak şimdi yazmaya başladım. Saat 19.23. Saat 21 gibi sizinle yazıyı paylaşırım. Yazının devamında beden ve zihin yorgunluğunu kıyaslayacağım. Ayrıca Muasır projesiyle ilgili de bir kaç kelam edersem çok mutlu olurum.
Beyin Yorgunluğu ve Fiziksel Yorgunluk
Bugün babama yardım olsun diye bağa gittim. Beraber zeytin topladık. Sabah 8’de kalktık. Akşam 18’de eve geldim. Babamla bol bol muhabbet ettik gayet güzeldi. Eve gelince üstümü değiştirdim ve direkt kendimi televizyon başında buldum. Staj yaparken de çalışıyordum çok da farklı değildi. Yorgunluğun geçmesini beklerken TRT Eba kanallarını gezdim. Lise kanalı zor geldi. Geometride pek çok şeyi unutmuştum. Ortaokul kanalı ilgimi çekmedi ben de ilkokul kanalını açtım. Çocuklar arasında bilgi yarışması vardı. Hepsi zeki çocuklar belli. Soruların bir kısmını bilmiyordum. Bilgi sorularını zaten genellikle iyi olmadığımı biliyorum. Genel kültür, coğrafya, tarih bilgim o kadar da çok yoktur. Bu beni pek de ilgilendirmiyor. Nasıl ya, bilmen gerekmiyor mu diyebilirsiniz ancak çok da önem vermiyorum. Biz insanlar bilgi deposu değiliz. Benim düşüncem budur. Yıllar önce çevreme yapay zekanın bizden çok daha işlevsel veri analizi yapabileceğini bizim önemli olan bilgiyi işleme yeteneğimiz olduğunu bahsediyordum. Tam olarak böyle. Bir insan olarak en değerli şey bilgiyi işleme yeteneğimiz olduğunu düşünüyorum. Yapay zeka da bilgiyi işleme yeteneğinin olduğunu düşünürsek değerimiz azaldığını ifade etmek mümkündür. Varmak istediğim konu bu değil. Burada çocuklara baktığımızda ne kadar özgüveni yüksek olduğunu, her şeyi bildiğini zannetmeleri bana tuhaf geldi. Çocukken bir çoğumuz öyleydi herhalde. Ben hiçbir şey bilmediğim döneme ufak yaşlarda varmıştım. Umarım o çocuklar da bir şey bilmediklerini küçükken fark ederler. Siz de hiçbir şey bilmediğinizi sadece bazı konularda bazı fikirleriniz olduğunu kabul etmeniz gerekir. Bugün fiziksel bir yorgunluk yaşadım. Bir yandan tarak adı verilen aletin ergonomik yapısını inceledim endüstriyel tasarımdaki hatalarını analiz etmeye çalıştım. Ben küçükken gittiğimdeki alet çok daha kötüydü belli ki mühendis ve tasarımcılar bu alana el atmışlar. Belki bende bir alternatif tasarlarım 😊. Daha 10 gün gideceğimize benziyor babamla sadece 3.5 ağaç bitirebildik 😅. Bu sırada ben de bir şeyler yaparım bakalım. Fiziksel yorgunluk kısa süreli ve geçici olduğunu görmüştüm. Beyin yorgunluğu ise daha uzun süreli geçtiğini söyleyebilirim. Beyin yorgunluğunda bize etki eden şey stres ise ciddi bir yorgunluğa sebep oluyor. Üstelik beden yorgunluğu gibi de değil. Bedenen yorgunluğa zamanla alışabiliyoruz strese o kadar da alışamadığımızı düşünüyorum. Hatta stres zamanla ciddi psikolojik sorunlara da yol açabilir o nedenle dikkatli olmakta fayda var. Toprak işinde hiç stres yok diyebilirim. Tek efendi kendinsin. Kimseye hesap vermeye çalışmıyorsun, insanlarla muhatap olmana gerek olmuyor. Bu yönleriyle gerçekten seviyorum. Üzüm para etmiyor ama zeytin ediyor. (Bunun sebebini de babamla yarım saat kadar konuştuk, kooperatifleşmenin önemine geldi konu. Tekel kaldırılmasaydı üzüm fiyatları kesinlikle bu kadar düşük olamayacağına hemfikirdik. Bir olmak her zaman güçtür. Gerçek güç ise birlikte üretim yapmaktır. Bu düşüncemi her zaman dile getiririm.) Bu sene zeytinyağı fiyatları uçacak şimdiden söylemesi 😄. Pek çok kişide zeytin az, Ege bölgesinde de pek yokmuş, bu sene zorlayıcı olacak gibi gözüküyor. Fiziksel yorgunlukla ilgili notlarımı daha sonra tekrar yazarım. Toprak işiyle uğraşmak kendi işin ise ve hatta kendi mahsulünü kendin pazarlayacaksan bir bakıma mantıklı geliyor. Yine de hiç kolay işler değil. Tarım değerlidir, üretim değerlidir ve her geçen gün bu değeri daha net göreceğimizi düşünüyorum. Milyonlarca öğrenci mühendislikte karın tokluğuna çalışırken üretici daha iyi bir konumda olacağını düşünüyorum. (Bu son söylediğim çok değişken ve bir kenara çekilebilecek bir konu. İleride detaylandırmakta fayda olabilir.)
Muasır Medeniyetler Projesi
Bu proje fikrini yıllar önce bulmuştum. 29 Ekim 2023 yılına kısmetmiş. Güzel bir komünite hayal ediyorum. Sadece şu an bir şeyler üreten ve bu üretilmiş içeriklerin paylaşıldığı bir platform olmasını düşünüyorum. Yani özel olarak üretim yapabileceğiniz bir platform olmayacak. Kısacası kimsenin peşinden koşmayı düşünmüyorum. Mevcut üretim yapan varsa buyursun burada da paylaşsın diyeceğim. Güzel fikirlerim var, beraber yıllar içerisinde göreceğiz. İyi bir yolculuk olması dileğiyle…
Bu yazı için son düşüncelerim, ben kimseyi değiştiremeyeceğimi çok ciddi bir şekilde farkındayım. Bu dünyada kimseyi değiştiremeyeceğim. Bir şeyler değişecekse değişmesini istediği içindir yani benimle ilgili değildir. Beden yorgunluğunu da beyin yorgunluğunu da yaşadıysanız yorumlarda hangisinin daha yorucu olduğunu ifade edebilirsiniz.
Yazı Özeti
- Giriş:
- Cumhuriyetin 100. yılına dair kutlamalar ve projeleri paylaşma niyeti.
- Muasir.Org projesi, Piyon İkonik projesi ve Türkiye’den Bauhaus Çıkarmak fikirlerinin bahsi.
- Yeterince Param Yok Ne Yapmalıyım?
- Finansal durum ve yatırım konusundaki düşünceler.
- “The Millionaire Fastlane” kitabından alınan perspektif.
- Hızlı yol, yavaş yol ve kaldırım kavramlarına dair açıklamalar.
- Ağaç Dikmek ve Fidan Yetiştirmek:
- Kişisel projeler ve ağaç ekme fikri.
- Projelerin zaman içinde geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi düşüncesi.
- Fidan ekmenin ve orman oluşturmanın önemi.
- Beyin Yorgunluğu ve Fiziksel Yorgunluk:
- Beden ve zihin yorgunluğu deneyimlerinin karşılaştırılması.
- Stresin uzun vadeli beyin yorgunluğuna etkisi.
- Beden yorgunluğuna alışabilmenin mümkün olduğu fikri.
- Muasır Medeniyetler Projesi:
- Muasır.Org projesinin açıklanması.
- Platformun topluluk oluşturma ve içerik üretmeyi teşvik etme amacı.
- Kişisel projelerin ve gelecekteki planların paylaşılması.
- Sonuç ve Veda:
- Yazarın okuyucuları etkileme yeteneğinin sınırları hakkındaki düşünceler.
- Beyin ve fiziksel yorgunluğun farklılığına dair açıklama.
- Muasır.Org projesinin olumlu hedefleri ve yazarın yazılarını paylaşma niyeti.
Sonraki yazımı 4 Kasım Cumartesi günü yazacağım.
Hoşça kalın.